The document has moved here.
|
||
![]() |
SEÇMELİ DEĞİL MECBURİ OLMALIDIR | |
Yusuf KARAKAYA | ||
yozgathakimiyet@gmail.com | ||
SEÇMELİ DEĞİL MECBURİ OLMALIDIR Son günlerde okullarda Kur-anı Kerim, siyer-i nebi gibi derslerin isteğe bağlı olarak okutulması için yapılacak müracaatların 22.1.20021 tarihine kadar yapılabileceğinin ilanı yapılmaktadır. Öğrenci velileri veya öğrenciler bu derslere gireceğim diye okul müdürlüklerine müracaat edeceklerdir. Bir milletin kendi dinin öğrenmesi kadar normal ne olabilir. Bu öğrenimin en iyi yapıldığı yer mutlaka okullardır. Müslüman Türk çocuğu kendi dinini, kendi peygamberini, kendi inanç kitabını öğrenmeden günlük hayatını bile tanzim edemez. Zaten Kur-anı kerim bize bu dünyadaki günlük ve ömürlük işlerimizi tanzim edebilmemiz için gönderilmiştir. O halde kişinin kendi kitabını en iyi şekilde kendisi yorumlayacaktır. Başkalarının yorumlamaları belki yanlış yamalak olacaktır. Bu bakımdan sadece Kur- anı kerim değil Arapça ve Osmanlıca da mecburi dersler arasında yer almalıdır ki herkes kendi yorumunu kendisi yapabilsin. Yıllardır laiklik uğruna, Avrupalılık uğruna, modernlik uğruna kendi inanç kaynağımızı hep başkalarının yorumu ile anlamaya çalıştık. Tabi bu arada pek çok yanlışı da gerçek din imiş gibi öğrenip uygulamaya çalıştık. Aslında bu yanlışlıkları bize din düşmanı Avrupa ve Siyonistler yanlış olarak öğrenmemizi istediler. Kısmen de başarılı oldular. Dinimizin hep dünyevi emirlerini uygulama alanına aldık, uhrevi dünyamız için hiçbir çalışmaya girmedik. Şucular, bucular diye guruplara ayrıldık. Kur-anı kerimde de belirtildiği gibi çeşitli hizipleri gerçek din imiş gibi algılamaya bizleri zorladılar. Bir düşünürümüzün dediği gibi” biz dinimizi parçalara ayırarak, onun parçaları ile dünyamıza yama vuruyoruz, bundan dolayı hem dinimizi, hem de dünyamızı kaybediyoruz.” Dünyanın en edebi dilleri arasında ilk sırada yer alan Arapça öğrenmekten niye gocunuyoruz bilmiyorum. Almanca, Fransızca öğreniyoruz ama Arapça ya gelince karşımıza hemen laiklik çıkıyor, Avrupalılık çıkıyor, bu çağda Arapça öğrenilir mi çıkışı yapılıyor. Arapça ve Osmanlıcanın okullarda okutulmasının zaruretinin birisi de geçmişimizi öğrenmemiz bakımından elzemdir. Bir düşünür diyor ki “ geçmişini bilmeyen milletlerin gelecekteki coğrafi sınırlarını başka milletler çizer”. Bu doğrultudan ele alırsak Osmanlıca ve Arapça dilleri okullarda okutulması mecburi diller arasında olmalıdır. Gerçi Osmanlıca bir değildir ama onunda mutlaka okutulması gerekmektedir. İlmin ve bilginin değeri dünya kurulduğu günden beridir var olan bir gerçektir. Bütün dinler ve medeniyetler bilginin ve ilmin ışığında kendilerine yön vermişlerdir. İlimden, bilgiden nasibini alamayan milletler hep başka milletlerin emri altında hayatlarını sürdürmüşlerdir. Tarih bu örneklerle doludur. Bilginin değerin Kutadgu bilig de şöyle anlatır Yusuf Has Hacip: “Bir kimse bilgiden almamışsa payını, Diri desen olmaz, onu ölü saymalı.” Hem dikkat edilirse “kılıçlarla fethedilen yerler ancak kalemle ve bilgiyle elde tutulur.”
|
||
Etiketler: SEÇMELİ, DEĞİL, MECBURİ, OLMALIDIR, |
|