KÖY ODASI
Sarıkaya - Konurlu köyünde Eyyüp'ün Osman'ın odası yıllar evvelinden açıktı, cemaati çoktu, herkesin oturacağı yer belli idi, başköşede köy imamı, yanında öğretmen, diğer yanda köyde sözü dinlenen bilgili insanlar oturur.
Köyden insanlar kendi yerini bilir hiç başköşeye oturmazlar, odada hocanın, öğretmenin sohbetinden istifade ederler.
Odalar eğitim ve öğretim yuvası, saygının, sevginin öğretildiği yer, oturma düzeni bunun en güzel örneği.
Osman ağa sert mizaçlı biridir, köyün gençleri kış günü meydana toplanırlar köyü dolaşırlar, üşürler, yorulurlar, odaya gitmek isterler, Osman ağa gençleri odaya almaz.
Gençler odaya alınmamasına çok içerlerler ve kendilerince Osman ağaya oyun yapacaklar, plan yaparlar.
Ertesi günü odanın damına çıkarlar bacanın üzerini örterler, kenara çekilip Osman ağayı seyrederler, sobayı yakmak için odaya girince kapıya merdiven dayarlar, üzerine bir kova şu korlar uzaktan seyrederler.
Osman ağa sobayı yakar baca çekmez içerisi duman olur, duman gitsin diye kapıyı açar açmaz merdiven kafasına düşer, kova şu da çabası.
Eeee Osman ağa ne desin .... aman aman ne küfürler ediyor, gençler zaten bunu kabullenip yapmışlar.
Odaya cemaat gelmeye başlar, bacanın üstünü açarlar, sobayı yakarlar, sohbete başlarlar.
Sohbetiniz, muhabbetiniz bal olsun. Gençlere yer verilsin artık onlarda meclisinizden istifade etsin. Bu olaydan sonra gençlere yer vermeye başlarlar.
|